31 Mayıs 2009 Pazar

intihar güncesi - V

Sonbaharda sahile inerdi yalnız başına. Yazları alabildiğine kalabalık olan deniz kenarı havalar soğuyunca boşalıverirdi. Spor yapan orta yaşlılar ve birkaç melankolik aşık dışında pek kimse olmazdı sonbaharda. Kişi için kaçırılmaz bir fırsattı sahile inmek bu mevsimde.

Güneşi izlerdi batarken. Kızıla boyanan denizi izlerken düşünceleri boşalırdı. Nerede olduğunu unutan bir ‘hiç kimse’ olurdu böyle anlarda. Hiç ‘hiç kimse’ olmayı dilediniz mi? Varlığınızdan bihaber olmayı yani. İnsanların dürüstçe sizi görmediği bir varlık olarak o bankta oturmayı.

Banklarda yalnız oturmak açık bir davettir. Kuşları ya da oynayan çocukları izliyorsanız tabi. Batan güneşi izliyorsanız açık bir davetsizlik olur. Hemen yanınızda o oturur. Alımlı boynunu omzunuza dayar ve sizi ısıtır yalnızlık perisi. Kollarını boynunuza dolar, sıkar ve sıkar. Nefesiniz kesilene dek boğar sizi. Tam da bitiyor derken aniden havanın soluk borunuzdan geçmesine izin verir. Yakıcıdır bu ilk nefes. Ciğerleriniz acır.

Hiç yorum yok: